motorumsun arama

sonuçlar taa en altta...

13 Kasım 2008 Perşembe

Virginia Woolf


25 Ocak 1882'de Londra'da doğdu. Anne ve babasının ikinci evliliklerinden dünyaya geldi. Daha küçük yaşlarda kardeşi Vanessa Bell ressam olmaya, Virginia'da yazar olmaya karar vermiştir. Daha 13 yaşındayken annesini kaybettiğinde ilk sinir krizini yaşamıştı. Bundan dokuz yıl sonra babasını kaybettiğinde yaşadıkları bundan daha hafif değildi.
Babası öldükten sonra Londra'nın Bloomsbury bölgesine taşınması Bloomsbury Grubu'yla biraraya gelmesine vesile olmuştur. Bu entelektüellerden oluşan bir gruptu. Dönemin aksine cinsellik ve cinsel tercihler onlar için bir tabu değildi. Yazım hayatına bir gazetede öyküler yazarak başladı. Victoria döneminin katı ahlaki kurallarına karşı olduğu yazılarından da anlaşılabilir. Mrs. Dalloway en ünlü romanıdır, ve bilinç akışı tekniğiyle yazılmıştır.
1912 yılında Leonard Woolf ile evlendi. Ayrıca Herold Nicholson'ın karısı Vita Sackwille-West (şair) ile 1920'de tanıştı ve hemen ardından ilişkileri başladı. Orlando adlı romanını daha sonralarda edebiyat tarihinin en uzun ve etkileyici aşk mektuplarından biri kabul edilen metniyle birlikte Vita'ya adamıştır.
Woolf son yazdığı roman olan Between The Acts'ın elyazmalarını bitirdikten sonra kocasına bir not bırakır. Ölümünü kocası Leonard Woolf'a yazdığı veda mektubundan daha iyi anlatan bir metin olamaz:

"canım, yeniden delirmek üzere olduğumdan eminim. o korkunç dönemlerden birine daha göğüs gerebileceğimizi sanmıyorum. ve bu sefer toparlanamayacağım da. sesler duymaya başladım.dikkatimi bir şey üzerinde toplayamıyorum. ben de yapılabileceklerin en iyisi gibi görünen şeyi yapıyorum. sen bana mümkün olan en büyük mutluluğu verdin. birisi başkası için ne yapabilirse, hepsini yaptın. sanmam ki başka iki kişi bizden mutlu olmuş olsun, bu korkunç hastalık gelene kadar. artık onunla mücadele edemiyorum, hayatını zehir ettiğimi biliyorum, ben olmasam çalışabilirdin. ve biliyorum ki çalışacaksın. görüyorsun ya, bunu bile doğru dürüst yazamıyorum. okuyamıyorum. söylemek istediğim şu, hayatımın bütün mutluluğunu sana borçluyum. bana karşı hep sabır gösterdin ve inanılmayacak kadar iyiydin. bunu söylemek istiyorum-bunu herkes biliyor. biri beni kurtarabilseydi eğer, o sen olurdun. senin iyiliğinin kesinliği dışında her şey benden gitti artık. hayatını daha fazla zehir edemem. sanmam ki başka iki kişi bizim olduğumuz kadar mutlu olsun."

Virginia Woolf bu mektubu yazdıktan sonra ceplerini taşla doldurup kendini Ouse Nehri'ne bırakır.

Hiç yorum yok: